Türkiye’deki değerli halkımız ve vatandaşlarımız

Dost ve kardeş Türkiye Cumhuriyeti’nden kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız

Hepinizi saygı ve takdirle selamlıyorum ve hepinizin adına şu anda

onur, kahramanlık ve varlık mücadelesi veren halkımızı saygı ve takdirle selamlıyorum

Mübarek Mescidi Aksa’da, Kudüs’te, Şeyh Jarrah’ta, Beyt Elmakdis’te, Gazze’de, Han Yunis’te

Deyr Elbeleh’te, Rafah’ta, Elhalil’de, Nablus’ta, Ramallah’ta, Jenin’de, Lid’te, Remle’de, Yafa’da, Hayfa’da

ve sürgün edildikleri mülteci kamplarında mücadelelerine çeşitli şekillerde devam ediyorlar.

Kardeşlerimiz, çocuklarımız ve değerli dostlarımız,

Bu günlerde halkmızın yaşadığı büyük musibetin (Nakbanın) 73. yıldönümünü yaşıyoruz.

1948 yılındaki halkımızın nakbası. Bu nakba ve takip eden göçe zorlama Filistin halkı için büyük bir musibet olmuştur.

Çünkü bugüne kadar devam eden bir soykırım olmuştur.

ir halkı tamamıyla yerinden koparıp yerine dünyanın her yerinden kişi ve gruplar getirtilmiştir.

1948 tarihi Filistin topraklarında oturan bir buçuk milyon toplam Filistinli nüfusundan 800 binden fazlası göçe zorlandı.

1300den fazla Filistin köy ve kentinde oturuyorlardı.

Bu insanların çoğu komşu Arap ülkelerine gittiler, ayrıca Batı Şeria ve Gazze’ye geldiler.

Nakba yılı İsrail işgali yönetimine verilen Filistin topraklarında binlercesi de göçe zorlandı, evlerinden çıkarıldı ve toprakları ellerinden alındı.

İsrail işgali nakba sırasında 774 Filistin köy ve kentini kontrol altına aldı.

Bunlardan 531i tamamen yok edildi, geri kalanı ise işgalin hakimiyeti ve kanunları altına alındı.

Bu soykırım ile birlikte siyonist çeteler Filistinlilere yönelik 70ten fazla katliam yaparak 15 binden fazla Filistinlinin şehit olmasına yol açtılar.

Kardeşlerimiz

Nakbayı yapanlar Filistin’i, toprağı olmayan bir halk için halkı olmayan bir toprak haline getirmek istediler.

Baba ve dedelerin ölüp çocuk ve torunların unutmasını istediler.

Filistin adının tarihten silinebileceğini düşündüler.

Bunun için en çirkin komploları, baskıları ve katliamları yaptılar.

Allah’ın iradesiyle tüm bunlar yüce Filistin halkımzın kaya gibi iradesine çarparak kırıldı.

Toprağında kökü olan halkımız hiç bir zaman topraksız bir halk olmamıştır.

Çocuk ve torunlar dede ve babaların vasiyetini unutmadılar.

Biz tüm engellere, işgal politikalarına ve işgalin cinayetlerine rağmen haklarımızı kazanma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Mübarek topraklarımızdan bu işgali söküp atacağız.

Ulusal ilkelerimize bağlı olarak Kudüs’ün kalbinde ve surlarında Filistin bayrakları dalgalanana kadar mübarek yürüyüşümüz durmayacaktır.

Nakbanın üzerinden 73 yıl geçmişken halkımızın düşmanlarına bir müjde vermek istiyoruz.

Filistin halkının sayısı 9 kattan fazla artmıştır.

2020 yılı sonu itibariyle halkımızın sayısı 14 milyon kişi olmuştur.

Hiç biri Filistin halkının haklarından ödün vermeyen 14 milyon mücadeleci. Bu hakların başında

dönüş hakkı, özgürlük, bağımsızlık ve sonsuza kadar başkenti Kudsi Şerif olan bağımsız Filistin Devleti’ni kurmak gelmektedir.

Değerli kardeşlerimiz, değerli dostlar,

Bugün ne kadar da düne benziyor.Bugün

Gazze’de, Kudüs’te, Batı Şeria’da ve işgal altındaki Filistin topraklarında uğradığımız vahşice saldırılar, Nakba günlerini bize hatırlatıyor.

İsimler değişse de, aynı katil yüzleri, aynı cani mimikleri, aynı davranışlar, öldürme, göçe zorlama, yok etme.

Atalarından miras aldıkları kültür bu.

Belli ki halen ders alamamışlar ve Filistin halkını tanıyamamamışlar.

1948 yılında enkazlarından yeniden doğan ve şehitlerinin vasiyetleriyle sebat eden,

direnen bu halk, 2021 yılında değişmemiştir, direnecektir.

Büyük bedeller ödediğimiz, kan ve gözyaşı döktüğümüz doğrudur fakat,

Allah’ın Mescidi Aksa’yı korumak için seçtiği kimselerin ödediği vergidir bu.

Bu kimselerle ilgili Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:

(Ümmetimden Bir Taife Hak Üzere Gâlip Olarak Devam Edecektir. Allah’ın Emri Kendilerine Gelinceye Kadar,

Onlar Hak Üzere Hep Öyle Sebat Edecektir. Muhâlefet Edenler Onlara Zarar Veremeyecektir)

nerede bunlar ya resulallah dediler(Beyt Elmakdis’te dedi).

Değerli kardeşlerimiz, değerli dostlar,

Bu vesileyle, halkımızı destekleme yönünde değişmez tavır sergileyen Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığına,

hükümetine, halkına, partilerine, meclisine ve sivil toplum kuruluşlarına sonsuz teşekkürlerimiz iletiyoruz.

Bu da, daha önce bu cani İsrail devletine karşı verdiğimiz tüm savaşlarda olduğu gibi

bugünlerde verdiğimiz savaşta da bariz bir şekilde belli olmuştur.

Kardeş Türk halkını ve Cumhurbaşkanlığını en kalbi duygularımızla selamlıyoruz.

Bizim ve tüm mazlumların destekçisi olarak kalın.

Değerli kardeşlerim, Türkiye’deki vatandaşlarımız,

Nakba’nın yıldönümünde halkımız, haklarına olan bağlılığını bir kez daha vuruguluyor.

İsimleri ne kadar değişse de kent ve köylerini anımsıyor.

Tüm dünyaya bir mesaj veriyoruz, 73 yıl geçmesine rağmen,

Hakkımızda yapılan tüm cinayetlere rağmen, göçe zorlamalara rağmen,

meşe ağaçları gibi devam ettik, zeytin ağaçlarımız gibi kaldık.

Halkımız için yeniden tarih yazanlara selam olsun.

Nakba’dan devrime, devrimden devlete götürenlere selam olsun.

Şehitlerimizin ruhuna selam olsun.

Özgür yaralılarımıza selam olsun.

Kahraman tutsaklarımıza selam olsun.

Zafer mutlaka bizimdir. Yaşayın ve yaşasın Filistin.

Hepinizi selamlıyorum.